Nasılsın yeğenim, iyi misin? Bakıyorum da bugünkü Ankara bülteni tam ağzıma layık. İkişer müthiş bankom var yeğen iki! Yine yaşadın. Ufakçı yeğen sana diyorum. Kodamanlara vereceğim müthiş kurgumdan su sızmaz.
Dün akşam yine gücüm yerindeydi. Emekli takımını aylardır söğüşlememiş olmam hepsinin cebini şişirmiş. Onları iki ay söğüşlesem bana mısın demezler. Yani anlayacağın gaymeleri koyacak yer bulamamam söz konusu. Dün akşam emekli takımından Kılıbık Mustafa, Kibar Ahmet, bir de Hanımköylü Servet geldiler. Üçü bir olup beni araya almaya çalıştılar. Akıllarınca birbirlerine taş verip cebimi boşaltmayı denediler. Dayı'n yer mi yeğen? Biz kaçın kurasıyız. Onların üstün zekamı hesaba katmadığını anlamam uzun sürmedi. Yerden aldıkları taşları tek tek takip ettim. Çıkan taşları yan yana dizdim. Son beş taş kala kimin elinde ne olduğunu bilmem mümkündü. İlk başta onlara izin verdim. Beni söğüşleyebileceklerini düşünmelerini sağladım iyice gevşediler. En son 2 sayım kaldığında iyice rahatladılar. Çaykur Rıza'yı çağırıp kahvedekilere çay söylediler. Kendilerine de tost istediler. Yancı Hikmet de benim kaybedeceğimi düşünüp duble çay yanına tam ekmek karışık tost istedi.
Karaman'ın koyunu, sonra çıkar Nalkapon'un oyunu yeğen. Üst üste açmaya başladım. Sayıları bu gibi eriyordu. En son 2-4-4 kaldılar. Ben ya da Kılıbık Mustafa'dan biri o el kaybedecekti. Kibar Ahmet ya da Hanımköylü Servet açarsa ikimiz de kaybediyorduk. Onların kaybetmesi zor görünüyordu. Dörder sayıları vardı. Rehavete kapılmış olmaları söz konusu. Birer tost daha istediler. Hesap kabarmıştı. Son el başladı. Hepsinin gözü üstümdeydi. Bir adımın da Pokır Feyz olduğunu unutmuşlardı. Elimde ne olduğunu anlamaya çalıştılar. Yerde son üç taş kaldığında yanıma Çaykur Rıza'yı çağırdım. Kahvedeki herkese çay söyledim. Kendime de tam ekmek tost yaptırdım. İki tane de paket yapmasını emrettim. Bir anda üçünün yüzü limon gibi oldu. Önce Kılıbık çekti, açamadı. Sonra Kibar çekti, o da açamadı. Sıra bana gelmişti. Bütün kahve taşı çekmemi bekliyordu. Ama ben çekmedim yeğen. Direk açtım. Takozumdaki taşları tek tek kontrol ettiler. Birden Kılıbık ayağa kalktı. "Açamamışsın Nalko! Kaybettiğini kabul ettin, demek ki. Yanlış açtığın için hesqbın sana kalması söz konusu" dedi. Birbirlerine çak yapıp sevindiler. Onlara gülüyordum. Hanımköylü, "Nalko kaybedince kafayı yedi herhalde. Baksanıza kendi kendine gülüyor. Ceketim nerde. Evde hanım bekler. Bana müsaade." dedi. Birden arkama yaslandım. Tütünümden bir fırt aldım. "Oturun yerinize emekli takımı. Daha son taşımı çekmedim." dedim. Kılıbık Mustafa'ya "Sen çek." dedim. Kılıbık da benim gibi, taşı bir yokladı mı kaç olduğunu bilirdi. Kırmızı 13 lazımdı yeğen. Kılıbık, taşı aldı. Yoklar yoklamaz rengi limona döndü. Sonra yavaş yavaş çevirip rengine baktı. İşte o anda daralmaya başladı. Kravatını gevşetti. Düğmelerini açtı. Soğuk terler döktü. Sonra da bayıldı. Süper zekamla her taşı takip etmiştim, yerdeki son taşın kırmızı 23 olduğunu anlamam mümkün olmuştu. Çaykur Rıza hesabı onlardan tahsil etti. Paketlerimi alıp evdeki İtalyan mafyası misafirlerime götürdüm. Onlar da kurt gibi açtı.
Görüyorsun yeğen, sürprizlerle doluyum. Gözlerinden öperim, şansın bol ola.
Nalkapon Ankara At Yarışı Tahminleri
1. ALTILI
1 AKINAY BANKO
5,2,7,3,4
1 YILDIZHAN BANKO
4,5,7,2,8 // 3,1,6
2,3,8,10,9
12,9,7,10,8 // 1,2,6,3
93,75 TL // 270 TL
2. ALTILI
4,5,7,2,8 // 3,1,6
2,3,8,10,9
12,9,7,10,8 // 1,2,6,3
5 TUĞKANBEY BANKO
3 PASAT BANKO
5,7,3,1,12
93,75 TL // 270 TL